Hafta içi hergün 09.00-18.00
saatleri arası ulaşmak için telefonumuz

(0262) 331 68 17

İçtihatlar

Karayollarında bir şoförün araç kullanabileceği saat sayısı sınırlıdır. Bu tür çalışanların çalışma şeklini düzenleyen 28.2.1973 gün 7/5941 sayılı kararname ile yürürlüğe giren Haftalık İş Günlerine bölünemeyen Çalışma Süreleri Tüzüğü hükümleri nazara alınmadan davacının haftada 40 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek fazla çalışma…

Taraflar arasındaki kısmen bağlı kredi kullanılarak satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle sözleşmeden cayma ile ödenen satış bedelinin tazmini davasında davacı, davalı bankadan aldığı kredi ile diğer davalıların ithalatçısı, üreticisi ve satıcısı olduğu aracı satın aldığını, ancak araçta meydana gelen arızalar nedeni ile bir yıl içinde oniki kez yetkili servise gidildiği..

Servis aracında geçen sürenin iş süresinden sayılarak fazla mesai hesabında dikkate alınması hatalıdır.

Doğmamış bir haktan önceden vazgeçmek de mümkün değildir.

Davalının işçilerini taşıyan servislerde işyerinden sayıldığı gibi davacı ve arkadaşlarının bu servislerin şoförlerine karşı yaptıkları darp ve hakaret eylemleri davalının greve katılmayan ve işyerine çalışmak için gelen işçilerin çalışmalarını önlemeye yöneliktir. Greve katılan davacının grev sırasında hizmet akdi askıda ise de askı süresince davacının

Davacı işveren iş kazasında kusurları ve yüklenici durumunda bulunan davalı şirketlerden, işçinin hak sahiplerine ödediği tazminatı rücu yolu talep etmekte olup, taraflar arasında işçi ve işveren ilişkisi bulunmamaktadır. Ayrıca uyuşmazlık da iş kanunundan kaynaklanmadığından davanın iŞ mahkemesinde görülmesi olanağı yoktur

Davacı işçi önce icra takibi yoluna başvurmuş ve takip talepnamesinde 1475 Sayılı İş Kanununa göre 8 haftalık ihbar tazminatına hak kazandığını açıklamıştır. Bu Beyan kendisini bağlar. Bilirkişi tarafından Toplu İş Sözleşmesindeki düzenlemeye göre daha fazla önel üzerinden ihbar tazminatı hesabına değer verilemez.

Davacı işçi işyerinde uygulanmakta olan Toplu İş Sözleşmesinin 38.maddesince iş güvencesi tazminatı isteminde bulunmuştur. Bu tazminatın hüküm altına alınabilmesi için sözleşmenin feshinin meşru ve makul bir nedene dayanmamış olması gerekir

Davacı hizmet akdinin 15.2.2000 tarihinde sona erdiğini ifade ederek kıdem tazminatına bu tarihten itibaren faiz yürütülmesini talep ettiği halde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74. maddesine aykırı şekilde isteği aşarak daha önceki 2.12.1998 tarihinden faiz yürütülmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir

Dava dilekçesinde kıdem tazminatı için reeskont faizi yürütülmesi istendiği halde mahkemece bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmiştir